Kasık fıtığı hangi yaşta ortaya çıkarsa çıksın sebep kasık kanalındaki doğumsal açıklıktır. Görülme sıklığı normal süre ve kiloda doğanlarda % 1-3’tür. Prematüre doğmuş olanlarda ise daha sık rastlanır (% 16-25). Kasık fıtığı ameliyatı acil değildir, ancak en kısa sürede yani haftalar içerisinde ameliyat edilmelidir. Çünkü, kasık fıtığı kesesi içine giren bağırsak, omentum denilen yağ dokusu ve yumurtalıklar, bu kese içinde sıkışıp kalırlarsa hem süreç acil bir durum alabilir hem de ameliyatın başarı şansı düşebilir ve fıtığın tekrarlama olasılığı artar. İnkarserasyon ya da fıtık boğulması denilen bu durumda çocuk ya da bebeğin hayatı risk altına girebilir, ayrıca organ kaybı riski de beraberinde gelir. Yani, beklenmesi gereken bir yaş ya da süre söz konusu değildir. Ancak genel anestezi almasına engel bir enfeksiyon ya da başka bir durum varlığında, uygun olan en kısa zamanda ameliyat planlanmalıdır. Ameliyat günübirlik yapılır, yani ameliyat sabahı hastaneye aç olarak gelinir (bebeklerde 4 saat öncesinden anne sütü kesilir, daha büyük çocuklarda ise 6 saat öncesinden katı gıdalar ve 4 saat öncesinden su alımı kesilir). Ameliyat bitiminde hasta 1-2 saat sonrasında beslenir ve evine gönderilir. Ameliyat sonrası yalnızca ağrıkesici kullanmak yeterlidir. Fıtık ameliyatından sonra bazı komplikasyonlar yaşanabilir. Bunlardan en önemlisi fıtığın tekrarlamasıdır (nüks). Nüks olasılığını arttıran durumlar vardır. Bunlar başlıca; karın içi basıncının arttığı durumlar&(ventriküloperitoneal şanı olan çocuklar gibi),bağ dokusu hastalığı olan çocuklar, prematüre bebekler ve doğumsal bazı hastalığı olan(ekstrofi vezika gibi)çocuklardır. Nüks kasık fıtığının tedavisi, bir çocuk cerrahı veya çocuk üroloji uzmanı tarafından tanısı konduktan sonra en az 6 ay sonra ikinci kez yapılacak ameliyattır. İkincil ameliyatlar teknik olarak her zaman daha zordur ve testis, spermatik kord ve çevre dokuların zararlanmaması için çok dikkatli olunmalıdır.
İnmemiş testistanısı fizik muayene ile konur. Fizik muayene en güvenilir tanı yöntemidir. Kremaster refleksinin zayıf ve yağ dokusunun az olduğu ilk 6 aylık dönem, fizik muayene ile tanı koymak için en ideal zamandır. Sıcak bir ortamda, sıcak ellerle doğru bir şekilde yapılacak derin bir palpasyon ile testisin saptanması yüksek bir olasılıktır. İnmemiş testisin cerrahi tedavisi, kendiliğinden iniş ihtimalinin kalmadığı, testisin sperm üretiminden sorumlu germ hücrelerinin de yüksek karın içi ısıdan henüz etkilenmediği 6-12 ay arasındaki dönemde yapılmalıdır. Standart inguinal eksplorasyon ve orşiopeksinin temel prensipleri, testisin serbestleştirilmesi, eşlik eden kasık fıtığının onarılması, spermatik kordun serbestleştirilip testisin skrotum (torba) içine tespit edilmesidir. Ameliyatlar hemen daima kasık fıtığı ve hidrosel ameliyatlarında olduğu gibi günübirlik cerrahi olarak gerçekleştirilir ve komplikasyon oranı alışık ellerde son derece düşüktür. Başarı oranı %90’ın üzerindedir. Ele gelen inmemiş testislerde ameliyat sonrası atrofi (testisin küçülmesi) olasılığı %8, ele gelmeyen inmemiş testislerde ise %25 civarındadır. Ameliyat sonrası testisin geri kaçması ya da inmemiş testisin nüks etmesi iyi bilinen bir komplikasyon olup çeşitli faktörlere bağlı olmakla birlikte yaklaşık %7,5-13 olasılıkta görülebilir. En önemli nedenleri hastanın genetik ve endokrinolojik nedenlerinin yanı sıra teknik olarak fıtık kesesinin, retroperitonun ve kramaster kas liflerinin yetersiz diseksiyonudur. Nüks saptanan olguların en az 6 ay takip edildikten sonra tekrar ameliyat edilmesi gerekir. İkinci ameliyata ilk operasyona ait yara hattından yapılan kesi ile başlanır. Anatomik yapıların tanımlanması zor olacağından, yavaş ve dikkatli bir diseksiyon yapılmalı, emin olmadan doku kesilmemelidir. Testis beslenmesinin bozulmaması için spermatik kord çevresindeki fibrotik dokular künt ve keskin diseksiyonla bütün bir şekilde ayrılarak testis ortaya konulur. İlk ameliyata göre oldukça zor ve dikkat gerektiren bu ameliyatla testis skrotuma ulaştırılır.